IVF (In vitro fertilization): Kadın yumurtaları ve erkek spermleri laboratuvar koşullarında aynı ortama konulur. Döllenme, doğal gebelikte olduğu gibi kendiliğinden gerçekleşir.
ICSI (Intra-cytoplasmic Sperm Injection): Sperm hücreleri yaklaşık 200 büyütme sağlayan mikroskop altında seçilir ve yumurtaların içine özel pipetler ile enjekte edilirler. En sık kullanılan dölleme tekniğidir.
IMSI (Intra-cytoplasmic Morphologically Selected Sperm Injection): Sperm hücreleri yaklaşık 6000 kez büyütmeye olanak sağlayan özel bir mikroskop altında seçilir ve yumurtaların içine enjekte edilirler. Bu tekniğin esas amacı şekil olarak en iyi spermi seçmektir. Özellikle spermin baş kısmı detaylı olarak incelenir. Bu bölgede sperme ait DNA yani genetik materyal bulunmaktadır.
Klasik olarak sperm seçimi yapılırken spermin baş, boyun ve kuyruk bölgelerine mikroskop altında bakılır ve en iyi şekile sahip olan spermler seçilerek yumurta içine enjekte edilir. Spermin baş bölgesi önemlidir. Burada sperme ait genetik yapı yani DNA bulunur. Sperm DNA’sında kötü beslenme, sigara, alkol, varikosel, obezite, sporsuz bir yaşam gibi nedenlerden dolayı fragmantasyon dediğimiz parçalanmalar olabilir. Bu durum da embriyo gelişimini ve dolayısıyla tüp bebek (IVF) başarısını olumsuz etkiler. Son yıllarda geliştirilen mikroçip yöntemleri ile tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan ve sperm kalitesinde bozukluk olan hastalarımızda daha iyi sperm yani daha az DNA fragmantasyonu olan spermleri seçerek daha başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz.
Çiftimizle yaptığımız ilk görüşmemizde onlar hakkında detaylı bilgi edinmeye çalışıyoruz. Çiftlerin doğurganlık potansiyellerini anlamak için bazı testler istiyoruz. Kadın yaşı, adet düzeni, kaç yıldır çocuk sahibi olmak istedikleri, daha önceki tedavileri, rahim filmi ya da eğer yapılmış ise Laparoskopi operasyonu notları ve sperm analizi en belirleyici bilgilerdir. Tüm bu araştırmalar sonucunda, çiftin de isteklerini dikkate alarak, onlar için en uygun tedavi seçeneğini belirliyoruz. Eğer kadının yumurta rezervi normal ise, tüplerin rahim filmi veya laparoskopi ile açık olduğu biliniyorsa, çift bebek sahibi olmak için 2 yıldan daha az süredir deneme yapıyorsa ve sperm analizi normal ise öncelikle basit tedavi yöntemlerini tercih ediyoruz. Bu tedavi yöntemleri, yumurta takibi ve ilişki planlaması ya da aşılama (IUI- Intrauterine Insemination) tedavileridir.
AMH testi kandan yapılan bir testtir. Esas amacı yumurtalık rezervini ölçmektir. Adetin herhangi bir döneminde aç veya tok karına yapılabilir. Doğum kontrol hapı kullanan bir kadında bu test düşük seviyede çıkabilir. Bu testin normal sınırları ng/ml cinsinden 1-3 arasıdır. 1’ in altında yumurtalık rezervinin yani yumurta sayısının azaldığını gösterir. 3’ün üstündeki değerler ise yumurtalık rezervinin yüksek olduğunun göstergesidir. AMH testi yumurta kalitesini yansıtmaz.
IVF sürecini yönetmek için en doğru yaklaşım tedavi öncesinde çiftin tüm analizlerini değerlendirmek ve onları muayene etmektir. Bu amaçla, çift ile yüzyüze görüşmek ve birlikte bir tedavi planı ortaya koymak önemlidir. Fakat yurtdışında yaşayan çiftlerimizin çoğu iş, otel ve uçak biletleri için ekstra harcama gereksinimi gibi nedenlerle ilk değerlendirme için İstanbul’a gelmeyi tercih etmemektedir. Bu nedenlerden dolayı çiftlerimiz ilk teması Instagram, Whatsapp, Facebook veya e-mail gibi sosyal platformlardan yapmak istemektedirler. Öncelikle, infertilite nedenleri ve genel sağlık durumları hakkında bilgi edinmek için bir soru formu yönlendirmekteyiz. Bu bilgileri edindikten sonra kendileri ile online görüşme organize edip daha detaylı bilgiler edinmeye çalışıyoruz ve tedavi planını belirliyoruz. Ayrıca, eksik olan testler varsa tamamlamalarını talep edip varsa sorularını yanıtlıyoruz. Böylelikle çiftimiz tedaviye başlamak için direkt İstanbul’a geliyorlar.
Tüp bebek (IVF) başarısını belirleyen en önemli faktör kadın yaşıdır. 35 yaşından sonra yumurta kalitesi azalmaya başlar. Maalesef 38 yaşından sonra hız kazanarak devam eder. 43 yaş ile birlikte bu azalma %80-90’ lara kadar ulaşabilmektedir. Sadece yumurta kalitesi değil yumurta sayısı da yaşın ilerlemesi ile birlikte biolojik olarak azalma eğilimindedir.
Embriyo hem yumurtanın hem de spermin genetiğini taşır. Bu nedenle sperm kalitesi de önemli faktörlerden birisidir. Spermin baş kısmında bulunan DNA materyali embriyo gelişiminin üçüncü gününden itibaren etkisini göstermeye başlar. Embriyoları 5 veya 6 gün takip edip blastokist aşamasına ulaşıp ulaşmadıklarını görmek hem spermin hem de yumurta kalitesinin embriyo gelişimine nasıl etki ettiğini görmek açısından önemlidir.
Eğer çiftin iyi kalitede embriyoların transferine rağmen 3 veya daha fazla tüp bebek (IVF) başarısızlığı varsa sonraki denemelerde tedavi başarısı azalarak devam etmektedir.
Rahimin iç zarına endometriyum denmektedir. Bu zar bebeğin yerleşmesi ve büyümesi için hayati öneme sahiptir. Eğer bu zar 7 mm’den ince ise, içinde polip, miyom, yapışıklıklar var ise embriyo sıkı bir şekide tutunamayabilir.
Fallop tüpleri sağda ve solda iki tanedir. Doğal gebelik sürecinde yumurtanın sperm ile buluştuğu ve embriyonun rahim içine düşmeden önce büyüyüp geliştiği organdır. Bu tüplerin içinde sıvı birikmesine “hidrosalpenks” denilir. Bu sıvı rahim içine akarak embriyonun rahim içine tutunmasına ya da tutunan embriyonun gelişmesine engel olur.
Tüm bu tıbbi durumların dışında sağlıklı bir yaşam sürdürmek, kilo kontrolü, yenilen içilen gıdalara dikkat etmek, sigara ve alkolden uzak durmak da çok önemlidir.
Genel anlamda tüp bebek (IVF) tedavisi iki kısımdan oluşur. Birinci kısımda klinik değerlendirme, çift için en uygun tedavi planını belirleme ve yumurtalıkların uyarılması sürecini yönetmeyer almaktadır. Bu kısımda iyi donanımlı, tecrübeli, alanında son gelişmeleri takip eden ve hastası ile iyi iletişim kurabilen bir doktor gerekmektedir. İkinci kısımda ise yeterli teknolojik donanıma sahip bir embriyoloji laboratuvarı ve tecrübeli embriyologlar önemlidir. Uzun yıllardır neredeyse sadece tüp bebek (IVF) tedavilerini yürütmekte ve son teknolojik gelişmeleri de yakından takip etmekteyiz. Binlerce ailenin mutluluğun tanık olmaktan onur duyuyoruz. Bir ay içerisinde en az 200 tane işlemin yapıldığı laboratuvarlar ile çalışmaktayız. Tedavinizi başından sonuna kadar bizzat yönetmekteyim. Ayrıca, tedavi öncesinde, tedavi esnasında ve sonrasında istediğiniz zaman iletişim kurmaktayız, sorularınıza yanıt vermekteyiz.
Tedavinin süresi seçilen stratejiye bağlıdır. Kabaca iki tane tedavi stratejisi var diyebiliriz. Birincisi, taze embriyo transferi ile sonuçlanan tedavi şeklidir. Adetin ikinci veya üçüncü günü başlayan tedavi ile yumurtalar büyütülür, toplanır ve spermle birleştirilir. Embriyo gelişimi, çiftin ve doktorun tercihine göre 3 veya 5 gün takip edildikten sonra rahime transfer işlemi yapılır. Aynı ay içerisinde tedavi başlar ve sonlandırılır. İkincisi, dondurulmuş embriyo transfer stratejisidir. Yumurtalar toplandıktan sonra embriyolar oluşturulur ve iyi kalitede embriyolar daha sonra kullanılmak üzere dondurulur. O ay rahime transfer işlemi yapılmaz. Yumurtaların uyarılması genellikle 9-10 gün sürer. Tedavinin son günü yumurtaların olgunlaşması için iğneler yapılır ve bu iğnelerden iki gün sonra yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir. Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz
Tedavi stratejisi | Uyarılma fazı | Yumurta toplama | Embriyo transferi | Toplam süre |
T embriyo transferi | 9-10 gün | 11-12 gün | 3-5 gün | 16-17 gün |
Dondurulmuş | 9-10 gün | 11-12 gün | Yok | 12-13 gün |
Tüp bebek (IVF) tedavi protokolleri çok çeşitlidir. Bunlardan en sık kullanılan iki tanesi antagonist yani kısa ve uzun protokollerdir. Her iki protokolde de yumurtalıkların uyarılması adet kanamasının ikinci veya üçüncü günü başlanır. Uzun protokolde, yumurtalıkların uyarılacağı adet döneminden bir önceki dönemin 21. günü GnRh analoğu denilen baskılayıcı iğnelere başlanır. Antagonist yani kısa protokol daha hasta dostu bir tedavi şeklidir. İğnelere direkt olarak adet döneminde başlanır. Hastanın durumuna göre en iyi tedavi protokolüne birlikte karar verilir.
Tüp bebek (IVF) tedavisi kişiye özeldir. Tedavi planı hastanın karakteristik özelliklerine bağlıdır. Vücut Kitle Indeksi (BMI) en önemli belirleyicilerden bir tanesidir. Fazla kilo yüksek ilaç dozu anlamına gelmektedir. Diğer bir yandan, tedavi öncesi doğum kontrol hapı ile yumurtalıkları baskıladığımız durumlarda, uzun tedavi protokolleri tercih ettiğimiz vakalarda da uygun yumurta büyümesini sağlamak ve daha çok olgun yumurta elde edebilmek için ilaç dozunu yükseltiyoruz. Özel bir durum olan polikistik over sendromundan da bahsetmek gerekmektedir. Bu hastaların yumurtalıklarında çok fazla yumurta vardır. Yüksek doz ilaç kullanımı hiperstimulasyon yani aşırı uyraılmaya sebep olabilir. Bu nedenle daha az dozlar ile tedaviyi yürütmeyi tercih ediyoruz.
Yumurtalıkları hormon iğneleri ile uyarmaya başladıktan sonra sık aralıklarla ultrason ve kan analizleri yaparak yumurta büyümesi safhasını kontrol altında tutuyoruz. Yapılan bu takipler doktorun hasta için en uygun dozu belirlemesine ve yumurta toplama işlemini doğru zamanda planlamasına yardım ediyor. Yumurtalıkların ilk uyarılmaya başlandığı günde yumurtalar ortalama 5-7 mm arasındadır. Hormon iğnelerinin etkisi ile 19-20 mm’lere kadar büyürler. 10-11 gün civarında süren uyarılma döneminde 3 veya 4 kez ultrason, 1 veya 2 kez kan muayenesi yeterli olmaktadır. Tüp bebek (IVF) tedavisi ağrılı mıdır?
Başlıca iki uygulama ağrıya sebep olabilir. Birincisi, yumurta uyarılma fazında günlük olarak karın bölgesinden yapılan iğnelerdir. Birçok hasta önemli bir rahatsızlık hissetmez. Iğnelerin sebep olduğu ağrılar hafif, kısa süreli ve geçicidir. Nadir de olsa enjeksiyon bölgesinde şişme, kızarma olabilir. Bazı hastalarda karında gerginlik ve şişkinlik olabilir. İkincisi, yumurta toplama işlemidir. Bu işlem hissedilir şekilde ağrılıdır. Bu nedenle işlemi anestezi altında yapmaktayız. İşlem sonrasında hafif vajinal damlama şeklinde kanama ve kramp benzeri ağrılar olabilir.
İnsan üreme süreci doğası gereği verimsizdir. Bazı yumurtalar olgunlaşmamıştır. Bazı olgun yumurtalar normal şekilde döllenmez. Embriyoların bir kısmı, muhtemelen embriyodaki bazı doğal anormallikler nedeniyle gelişmeyi durdurur. Dış görüntüleri kaliteli olan embriyoların bir kısmı genetik anormallikler taşıyabilir. Bu nedenle, canlı doğum için gerekli yumurta sayısı kısmen kadının yaşına bağlı olsa da, tüm kadınlarda yumurtaların çoğunun canlı doğuma yol açmayacağı gerçeği sabittir. Tüp bebek (IVF) ile elde edilen ekstra embriyolar bize iki tane önemli avantaj sağlar. Birincisi, elde edilen embriyolar arasında en iyilerini seçmek ve bunlara öncelik tanımak mümkün olur. İkincisi, transfer sonrası elde kalan embriyolar ileride kullanılmak üzere dondurulabilir. Bu, bir yumurta toplama başına birçok kereler embriyo transferine olanak sağlar. Birçok kadın sadece bir yumurta toplama işlemi sonrası elde edilen embriyoların tekrarlayan transferleri ile birden fazla çocuğa sahip olmaktadır.
İnsanlarda 1'den 22'ye kadar numaralandırılmış 22 farklı kromozom türü ve ayrıca X ve Y cinsiyet kromozomları vardır. İnsan hücreleri toplam 46 kromozom içerir: 22 çift sayısal ve 1 çift cinsiyet, dişi için XX ve erkek bireyler için XY. Pre- implantasyon genetik tanı testi (PGT), IVF embriyolarının hastanın rahmine transfer edilmeden önce genetik hastalıklarının incelenmesini temsil eder. Herhangi bir dişi yumurta veya herhangi bir erkek sperm, eşlerin normal kromozom analizlerinden bağımsız olarak anormal kromozom sayıları veya dizileri taşıyabilir. Kromozom anormalliğinin dünyadaki en popüler örneği, 21. kromozomun iki yerine üç kopyasının bulunmasından kaynaklanan ve trizomi 21 olarak da bilinen Down Sendromu'dur.
Tüp bebek tedavisinde sadece görünümlerine göre en iyi spermleri seçebiliriz. Fakat dış görünüş genetik olarak da sağlıklı oldukları anlamına gelmemektedir. Benzer şekilde genetik olarak anormal olan embriyolar, mikroskopik değerlendirmede mükemmel kalite puanlarına sahip olabilirler ve dış görüntüleri itibariyle genetik olarak normal olan embriyolardan ayırt edilemezler.Bunun dışında tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları, tekrarlayan erken gebelik kayıpları, kromozom testlerinde problem olan çiftlerde PGT işlemini uyguluyoruz.
Hayır. Bazı riskler ve sınırlamalar vardır. Bunlar aşağıdaki gibidir:
+90 (553) 983 24 66